29.12.2014

Tiyatroya gitmeye karar verdiğim bir akşam oyunun başlamasına kadar olan yaklaşık bir saati daha önce denemediğim bir mekanda bir şeyler atıştırmakla değerlendireyim diyerek Yelp'ten bulup gittiğim ve daha sonra bende bağımlılık yapan mekan Asmalımescit Dürümcüsü...

Bir dürümde bu kadar özel ne olabilir ki diyebilirsiniz, tamam itiraf ediyorum ilk başta bende aynı şeyi demiştim. Ama Tünelden Şişhane metrosunun Kasımpaşa çıkışına inen merdivenlerde yer alan bu ufacık mekanın kapısından içeri girer girmez mekanın klasik bir dürümcüden çok daha fazlası olduğunu anladım.

Yemeklerden önce mekanda çalan müziklere değinmekte fayda var sanırım, burada çalan müzikler pek çok mekandan kaliteli bence :) İçerideki televizyonda oynayan kliplerde yabana atılmayacak cinsten, son gittiğimde Şarlo oynuyordu.
Çalışanlarda son derece kibar ve hoş sohbet olunca daha siparişinizi vermeden buranın klasik bir dürümcüden çok daha fazlası olduğunu farkediyorsunuz. Zaten gelenlerin önemli bir bölümü içeri "Taksim benden sorulur abiii, siz bi de dürümü
görün" formatında giriyorlar ki bu da mekanın kendine özel bir müşteri kitlesi oluşturabildiğinin göstergesi :)

Yemeklere gelecek olursak; dürümden önce gelen çıtırlar gerçekten çok lezzetli ! Çıtırların sonrasında kocaman çıtır çıtır bir lavaşın içinde bol malzemeli dev gibi bir dürüm sizleri bekliyor. Beğendi hastası biri olarak benim şahsi tercihim beğendili şiş veya adana, ancak denediğim bütün dürüm çeşitleri çok lezzetliydi. Ayrıca açık mutfak olduğunu da belirtmek lazım, yani temizliğine de kesinlikle güvenebilirsiniz. Ayranları da gerçekten şahane, bulmuşken doya doya için derim !

Ortamıyla, müzikleriyle, dekorasyonuyla olsun ayak üstü karnınızı doyurmak için uğrayabileceğiniz gibi oturup zaman geçirebileceğiniz kadar nezih bir mekan olan Asmalımescit Dürümcüsünü deneyin derim !

24.12.2014

Yılbaşı kurabiyeleri, nefis atıştırmalıklar ve tabii ki Gül A.'nın yemekleri ile karnımızı doyururken Osmanlı Şerbetininde etkisiyle Flapper Swing Band'ın ritmine kendimizi kaptırdığımız nefis bir etkinlik ile kutladık Yelp'in 2. yılını ve 2014'ün gidişini. Her zamanki gibi son derece keyifli sohbetler ettik, en küçük Yelpçimiz Ela A.'nın oyunları ve dansları ile neşelendik, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan çok eğlenceli, çok keyifli bir etkinliği daha geride bıraktık.

Gecenin benim için en büyük sürprizi yaptıkları şahene müzik ile Flapper Swing Band oldu. Gülfem canlı müzikten bahsettiğinde bu derece sağlam bir grup ile karşılacağımı tahmin etmemiştim. Tarzları ve yaptıkları müzik ile hepimizin kendini müziğin ritmine kaptırıp coşmasını sağlayan bu grubu ben gerçekten çok beğendim.

Bu etkinliği bizler için organize eden ve bizleri hediyelere boğan Gülfem'e , ev sahipliği için CIP'ye, bana "Beni siz delirttiniz" ajandası hediye eden Yelpçi arkadaşıma, ve elbetteki tüm Yelçi dostlara bu etkinlik için çok teşekkür ederim.

Delirttiklerim varsa mazur görmelerini diliyor, sürçülisan eylediysem affola diyor ve herkese mutlu, bol yelpli yıllar diliyorum.

• 
• 
• 

  Flapper Swing

  Flapper Swing

22.12.2014

Pazar sabahları güzel bir kahvaltı kadar keyifli birşey yok !
Söz konusu kahvaltı bir Yelp etkinliği olunca işin içine keyifli sohbetlerde girince tadından yenilmiyor :)

2014'ün son Breaskfast Club etkinliği Berrak'ın organizasyonu ile Beşiktaş'taki Renkli Limon'daydı. Mekana vardığımda masamız henüz yeni hazırlanıyordu,
servis yapan arkadaşın ha bire yeni birşeyler getirip eski getirdiklerini sağa sola çekiştirerek yenilere yer açmaya çalışması, sonrasındaysa iki adım
geri çekilip bir satranç oyuncusu edasıyla masaya şöyle uzaktan bir kesik atıp yeni getireceklerini nereye koyacağını planlamasını izlerken ilk Yelpçilerin
gelmeye başlaması ile masanın sessizliği de bozulmaya başlamıştı, ortam neşelenmişti :)

Reçeller, peynirler, pişi, bal kaymak, sucuk, yumurta gibi çeşitlerden oluşan masamıza keyifli muhabbetler ve sınırsız çay eşlik edince yine çok keyifli
bir etkinlikle haftayı sonlandırmış olduk. Başta 2014'un son kahvaltısını organize eden Berrak'a, herşeyin yolunda gitmesi için çırpınıp duran Renkli Limon
ekibine ve keyifli sohbetleri ile ortamı renklendiren tüm arkadaşlara bu keyifli etkinlik için sonsuz teşekkürler.

22.12.2014

Gülfem ne yaptı etti sonunda bizi susturmanın formulünü buldu, stencil ! :)

Üzerimizde superhero yelp yağmurlukları, önümüzde seçmiş olduğumuz desenler ve ellerimizde falçatalar ile içimizdeki çocuğu dışarı çıkarttığımız nefis bir elit etkinliği ile uğurlamış olduk 2014'ü :)

2014'ün son elit etkinliği için bu seferki durağımız Mixer Art'dı. İçimizdeki sanatçıyı baskı t-shirt ile nasıl dışarı çıkaracağımızı düşünerek gittiğim etkinlikte mekandan içeri girer girmez masaların üzerindeki çeşitli şablonları ve falçataları görünce olay kafamda biraz daha oturdu. İlk olarak kendime fazla güvenerek "Run Dmc" tarzındaki şablonu kesmeyi kafaya koydum, ancak falçatayı alıp beyazları kesmeye başlayınca 2 saatin sağına en az bir sıfır ilave etmeden şablonu bitiremeyeceğimi farkederek anarşist ruhuma uygun "Vendetta" şablonunu tercih ettim.

Kimimiz elinde balonlar tutan kızı yapmaya çalıştı, kimimiz atari günlerine gidip pac mani ile pelletleri yemeye koyuldu, pandaydı, helikopterdi derken finali Bob Marley ve Kermit ile yaptık. İçimizdeki çocuğu ortaya çıkardık, az konuştuk ama çok güldük, çok eğlendik :))

Bu son derece güzel etkinliği organize ederek içimizdeki çocuğu yeniden keşfetmemizi sağlayan Gülfem'e, her sorumuza sabırla cevap verip gerek desen
gerek boyama konusunda bize destek olan Rıdvan Hoca'ya, güler yüzleri ile bizleri memnun etmek için ellerinden geleni yapan Mixer çalışanlarına bu etkinlik
için sonsuz teşekkürler.

21.12.2014

Son zamanlarda yorum yazmaya fazlaca zaman ayırmadığım için bu etkinliğe bu kadar geç yorum yazdığım için özür dileyerek başlıyorum öncelikle söze. Sevgili Ayça'nın organizasyonu ile Azzur restaurant sayesinde İsviçre mutfağı ile tanıştığımız, nezih bir ortamda yenilen lezzetli yemekler ve keyifli sohbetler ile haftanın stresini
üzerimizden attığımız çok keyifli bir etkinlik oldu.

Ben "brioche" ekmeği ve tereyağı ile servis edilen İsviçre usulü beef tartar ile başladığım yemeğe röşti patates ve mantar sos ile gelen Zurih usulü dilimlenmiş
süt danası ile devam ettim, mini brownieler ve yanında gelen bir top dondurma ile son dokunuşu yaptım. Yediğim yemeklerin tümü lezzetliydi. Tüm bu lezzetli yemek ve sohbetlerin üzerine bir de %50 indirim almak da muhteşemdi.

Geleneksel Yelpçi Sohbetleri fikrini ortaya atan ve ilk etkinliği organize eden Ayça'ya bu keyifli akşam için çok teşekkür ederim.

09.12.2014

Karar verdim ki Yelpçiler Tabu'yu seviyor !

İlk etkinliğin üzerinden yaklaşık 4 ay geçtikten sonra yine sevgili Seda E.'nin organizasyonu ile aynı mekanda tabu oynamak için toplandık. Geçen seferin aksine sayıca daha az olduğumuz için bu sefer yukarıki odalardan birinde oynamayı tercih ettik.

Bizden öncekilerin içmiş olduğu sigaranın kokusu bütün odaya sinmiş durumdaydı. Odanın kirasının kişi başı 10 tl'ye geldiğini düşünecek olursak kullandığımız odanın en azından havalandırılmış olmasını beklerdim.

Tabuda kelimeleri anlatmada kötü olsamda çizim ve kukla ile anlatma konusunda gelecek vaad ettiğimi farkettiğim. Monopoly'de Dolapdere'nin baronu olarak oyunun başında kodese girip çıkışta milleti haraca bağladım ve sonunda Teşvikiye civarlarında fazla takılınca borçları ödemek için önce tası tarağı satmak zorunda kalıp mızıkçılık yaptığım. Jengacıların mimari yeteneklerini hayranlıkla izlediğim. Sonuçta her zamanki gibi çok güldüğüm, eğlendiğim bir etkinlik oldu.

Sevgili Seda E.'ye bu etkinliği organize edip bizleri yine tabu oynamak için bir araya getirdiği için, katılan tüm arkadaşlara sohbetleri, enerjileri ile bu etkinliği son derece keyifli hale getirdikleri ve günüme neşe kattıkları için çok teşekkürler !

Artık bu tabu işini de gelenekselleştirsek güzel olacak sanki ? :)))

24.11.2014

Dar sokakları, tarihi binaları ve sayıları gittikçe artan kafeleri ile Galata son bir kaç yıldır İstanbul'da vakit geçirmekten keyif aldığım semtlerin başında geliyor. Meydan haricinde çok kalabalık olmayan sokaklarını arşınlamak, çevredeki sanat atolyelerini gezmek, kafelerden birinde oturup bir şeyler içmek gerçekten insanın
ruhunu dinlendiriyor bence.

Sevgili Ceren A.'nın kısa sürede gelenekselleşmiş olan Breakfast Club etkinliği çerçevesinde tercih ettiği Cafe Privato'da Galata'da yer alan çok şirin bir kafe. İçerisi fazla büyük olmadığı için rezervasyon yaptırmadan gitmemenizi öneririm, özellikle bizim gibi 10-15 kişilik bir grup olarak gidecekseniz.

Kahvaltıya gelince; masada sadece kuş sütü eksikti ! Çeşit çeşit ev yapımı reçel, bal, kaymak, fındık ezmesi, pişi, sucuklu yumurta, çeşit çeşit peynir, acılı ezme, zeytin derken masa örtüsü tabaktan görünmez oluncaya
kadar birşeyler gelmeye devam etti. Öyle ki masa rengarenk bir çiçek tarlasına döndü :) Akşam yemeğine dahi gerek duymadım desem beni tanıyanlar için yeterli bir tanımlama olur sanıyorum :)))

Masaya gelen herşey çok lezzetliydi, ama yiyeceklerden daha lezzetli olan hiç şüphesiz ki her zamanki gibi yapılan sohbetlerdi. Kahvaltının ardından birer kahve içmek için gittiğimiz Nano Cafe'de son derece keyifli bir mekandı, yeni açılmış olan bu keyifli mekanda ikram edilen tatlıların tadının damağımda kaldığını belirtmem
lazım. En kısa zamanda tekrar uğrayıp hak ettiği gibi detaylıca yorumlayacağım Nano Cafe'yi...

Son derece eğlenceli sohbetlerin edildiği, hem gözümüzün, hem karnımızın tıka basa doyduğu, son derece keyifli bu etkinlik için sevgili Ceren A.'ya çok teşekkürler ! Tabii ki her zaman olduğu gibi katılan tüm arkadaşlara da
ayağınıza sağlık, iyi ki geldiniz diyor ve bir sonraki kahvaltı etkinliğini iple çekiyorum :)))

• 
• 
• 
• Breakfast club vol.3 -cerenle kahvaltıııı için Alper A. tarafından eklenen tüm fotoğraflar

21.11.2014

Cafe Wien'in en büyük özelliği Viyana Ticaret Odası tarafından verilen Özgün Viyana Kahvesi ünvanına sahip olması. Ayrıca 1993 yılında yine Viyana Ticaret Odası tarafından en başarılı Viyana Kahvesi seçilmişler.

Milli Reasurans çarşısındaki yeni yerinde önceleri sadece pastahane olarak hizmet vermeye başlayan Cafe Wien daha sonra menüsüne şinitzel gibi alternatifleri ekleyerek kafe olarak da hizmet vermeye başlamış. Dışarıdaki masalarıda sayarsanız toplamda 25 - 30 kişilik bir alanları var, dolayısı ile biraz kalabalık olunacaksa önceden rezervasyon yapmakta fayda var.

Mekanın menüsünde Apfelstrudel ve Sachertorte başta olmak üzere hepsi birbirinden lezzetli görünen çeşit çeşit pastalar ve çeşitli kahve çeşitleri ve ana yemek olarak Viyana usulü şinitzel, dana gulaş gibi yiyecekler mevcut. Ben bu seferlik Apfelstrudel'i denemeyi tercih ettim, ancak İstanbul'da kolay kolay yiyemeyeceğiniz Viyana'ya özel kayısı marmelatlı ve çikolatılı bir pasta çeşidi olan Sachertorte'yi bulmuşken denemenizi öneririm.

Ben et şinitzel ve yanında kırmızı şarap tercih ettim. Bildiğim kadarıyla şinitzelde önemli olan etin dövülerek inceltilmiş olması, ve pişirilmek şekli. En üstte galeta unundan oluşan sos etten kolaylıkla ayrılmamalı, galeta unu kızarırken et çiğ kalmamalı ama aynı zamanda yağda çekmemeli, eti yumaşak ama dışı kıtır olmalı. Ayrıca şinitzel ile ikram edilen patates salatasında özellikle sosun kıvamı son derece önemli. Cafe Wien'de yediğim şinitzel bu açıdan oldukça başarılıydı, yanında içmiş olduğum kırmızı şarabı da beğendim. Son olarak bir arkadaşım. ile bir apfelstrudel'i paylaşarak son dokunuşu yaptık. Ilık apfelstrudel'i üzerinde eriyen dondurması ile çok beğendiğimi söylemeliyim.

21.11.2014

• İlk Yorum Yapan

Tour De Yelp etkinlikleri kapsamında bu ayki durağımız kafeleri, Apfelstrudel ve Şinitzel'i ile ünlü Avusturya idi. Sevgili Gülfem'in etkinlik için seçmiş olduğu Cafe Wien Milli Reasurans pasajının içinde yer alan ufak ama şirin bir restaurant. Aslında Cafe Wien senelerden beri varmış da haberimiz yokmuş !

Cafe Wien'in en büyük özelliği Viyana Ticaret Odası tarafından verilen Özgün Viyana Kahvesi ünvanına sahip olması. Ayrıca 1993 yılında yine Viyana Ticaret Odası tarafından en başarılı Viyana Kahvesi seçilmişler.

Milli Reasurans çarşısındaki yeni yerinde önceleri sadece pastahane olarak hizmet vermeye başlayan Cafe Wien daha sonra menüsüne şinitzel gibi alternatifleri ekleyerek kafe olarak da hizmet vermeye başlamış. Dışarıdaki
masalarıda sayarsanız toplamda 25 - 30 kişilik bir alanları var, dolayısı ile biraz kalabalık olunacaksa önceden rezervasyon yapmakta fayda var.

Mekanın menüsünde Apfelstrudel ve Sachertorte başta olmak üzere hepsi birbirinden lezzetli görünen çeşit çeşit pastalar ve çeşitli kahve çeşitleri ve ana yemek olarak Viyana usulü şinitzel, dana gulaş gibi yiyecekler mevcut. Ben bu seferlik Apfelstrudel'i denemeyi tercih ettim, ancak İstanbul'da kolay kolay yiyemeyeceğiniz Viyana'ya özel kayısı marmelatlı ve çikolatılı bir pasta çeşidi olan Sachertorte'yi bulmuşken denemenizi öneririm.

Ben et şinitzel ve yanında kırmızı şarap tercih ettim. Bildiğim kadarıyla şinitzelde önemli olan etin dövülerek inceltilmiş olması, ve pişirilmek şekli. En üstte galeta unundan oluşan sos etten kolaylıkla ayrılmamalı, galeta unu kızarırken et çiğ kalmamalı ama aynı zamanda yağda çekmemeli, eti yumaşak ama dışı kıtır olmalı. Ayrıca şinitzel ile ikram edilen patates salatasında özellikle sosun kıvamı son derece önemli. Cafe Wien'de yediğim şinitzel bu açıdan oldukça başarılıydı, yanında içmiş olduğum kırmızı şarabı da beğendim. Son olarak sevgili Deniz T. ile bir apfelstrudel'i paylaşarak son dokunuşu yaptık. Ilık apfelstrudel'i üzerinde eriyen dondurması ile çok beğendiğimi söylemeliyim.  

Etkinliğin şüphesiz ki en güzel yanlarından biri aramıza yeni katılan arkadaşların fazlalığıydı, Yelp ailesinin günden güne büyüyor olmasını görmek gerçekten güzel :) Lezzetli yemekler eşliğinde Avusturya hakkında bilgilenirken aynı zamanda çok keyifli sohbetlerede imza attığımız son derece keyifli bir etkinlik oldu.

Bizleri son derece güler yüzlü bir şekilde kusursuz ağırlayan Cafe Wien personeline, bizleri Cafe Wien'le tanıştıran ve bu etkinliği organize eden sevgili Gülfem'e, ve sohbetleri için katılan arkadaşlara bu etkinlik için sonsuz teşekkürler.

17.11.2014

En iyi kahveyi kim yapar ?

Bu etkinliğe giderken bu sorunun cevabının en iyi kahveyi kimin kavurduğu ile alakalı olabileceğini düşünmemiştim.Tamam itiraf ediyorum ! Bu etkinlik öncesinde kahve kavurmanın bu kadar bilimsel bir iş olabileceği de aklıma gelmemişti :)

Meğer aynı çekirdekten istediğimiz aroma ve lezzetteki kahveyi elde edebilmek için belirli süreler ile sıcaklığa paralel olarak interval hesaplamamız gerekiyormuş. Yani aslında kahve kavurmak denilen olay belirli periyodlar ile kahvenin maruz
kaldığı ısıyı not ederek intervalini hesaplamak ve çekirdeği buna göre kavurmakmış. Tabii ideal ortamda !! :)

Gerçek hayatta işin içine nem vs. gibi faktörler girdiğinden dolayı kahveyi elde ettiğimiz intervallere göre kavururken aynı zamanda belirli aralıklarla kavurma makinasının üzerindeki örnekleme ünitesi vasıtası ile kokusunu, görüntüsünü kontrol etmek gerekiyormuş. En iyi sonuçta kullanılan çekirdeğin türüne ve nem oranına bağlı olmakla beraber genellikle ilk çıtlama ile
ikinci çıtlama arasındaki aralıkta alınıyormuş.

Etkinliğe dönecek olursam; kahvenin tarihi üzerine bilgi sahibi olduğumuz, kahve kavurmayı öğrendiğimiz, kavurma teknikleri üzerinde dünyadaki akımlar hakkında bilgi sahibi olduğumuz bir etkinlik oldu.

İkram edilen nefis tahinli kurabiyeler, bailey's ve viski shotları, kavurduğumuz çekirdeklerden yapılmış kahveler ve her etkinliğin en önemli unsuru olan diğer Yelpçiler ile yapılan nefis sohbetler ile son derece keyifli bir etkinliği daha geride bırakmış olduk.

Başta tüm sabrı ve bilgisi ile sorularımızı cevaplayan ve kahve kavurmanın inceliklerini bizimle paylaşan Ömer Bey olmak üzere bizleri son derece güzel bir şekilde ağırlayan CoffeeNutz ekibine, her zamanki gibi bu etkinliği organize eden ve tüm enerjisi ile etrafta koşuşturup duran Gülfem'e ve tabii her zamanki gibi etkinliğe katılan tüm Yelpçilere bu keyifli etkinlik için çok teşekkürler !

Yeni etkinlikliklerde görüşmek üzere !